
Pokémon Go – çılgınlık mı yoksa süper bir buluş mu?
Pokémon oyun kartlarıyla geleceği görmek
Dürüst olmak gerekirse, Pokémon Go oyununun popülerliği benim için hiç de bir sürpriz olmadı. Oyun piyasası oldukça büyük bir piyasa ve sürekli olarak sayısız oyun bu piyasada ortaya çıkıyor, burada rekabet çok güçlü ve fikirlerinizin başkalarına ulaşmasını sağlamak da oldukça zorlaşmış durumda. Ancak bütün bunlara rağmen, Pokémon oyunun çok büyük bir avantajı var. Bu oyun insanlar tarafından çok iyi bilinen bir anime çizgi film serisini temel olarak alıyor. Birçok insan için bu oyun onların çocukluk anılarını geri getirdi. Bazıları Pokémon çizgi filmini seyrederek büyüdü, bazıları da kısa veya uzun süreli olarak Pokémon’larını beslediler. Bazıları ise bu oyunun bundan önceki birçok versiyonlarını oynayarak bugüne geldiler. Bütün bunlara eklenen başka bir unsur ise oyundaki keşfetme ve araştırma yapma unsuru oldu ve bu da bir çeşit gizemli bir unsur olarak, hepimizin üzerinde sanki bir mıknatıs gibi bizi kendisine çekti. Bu yüzden de, bizler aslında Pokémon dünyasında bir araştırma ve keşif yapma dürtüsüyle hareket etmek zorundayız. Nedeni çok açık, bazı belirli karakterleri tam olarak nerede bulacağımızı bilmiyoruz veya nerelerde hangi Pokémonun saklandığından da emin değiliz. İnsanların bu oyuna ilgisini arttıran ve oyuncuların bu oyuna daha da çok bağlanmalarını sağlayan başka bir boyutu da, her zaman için geçilecek bir başka seviyenin olmasıdır, her zaman için bir tane daha Pokémon alabilirsiniz ve bu da oyuncuların hep istediği veya kontrol etmekten kendilerini alıkoyamadıkları bir boyuttur….
Paylaşımlı eğlenceye getirilen yeni bir boyut
Pokémon Go fenomeni karakterlerin geliştirilmesi (oyuncunun yerine geçen bir avatar) ile ilgilidir ve oyunun amacı, yani Pokémonun ele geçirilmesi ve büyütülmesidir (bu da bir nevi MMO veya Massive Multiplayer Online oyunlarına çok benzemektedir; ki bu oyunlar aynı zamanda çok ilginç bir dünya tarihi boyutunu da kendi içlerinde kapsamaktadırlar). Ancak, oyunun toplumsal boyutunu da hafife alınmaması gereken bir boyuttur. Oyunun bu kadar çekici olmasının bir sebebi de bu oyunun MMO oyunları ve gerçek dünyanın melez bir karışımı olmasından kaynaklanmaktadır. Oyuncular server üzerinde bulunan hayali bir arazi üzerinde dolaşmak yerine, gerçek dünyada navigasyon yapmaktadırlar. Ancak oyuncuların bu oyunu oynamak ve oyuna katılabilmek için yine de internete bağlı olan akıllı bir telefonlarının da olması gerekmektedir.
Arkadaşlarımızla birlikte bir Pokémon yakalayabiliriz. Zaten bugünlerde toplu şekilde günlerce ve gecelerce çıkılan av hikâyeleri hepimizin duymuş olduğu hikâyeler arasında yerini alıyor. Bu da arkadaşlarla buluşarak, eğlenceli bir şeyler yapmanın başka bir yolu olarak karşımıza çıkıyor. Tüm bunları birlikte olarak ele aldığımızda ve bazen de ayrı ayrı olarak değerlendirdiğimizde- başka bir kişiyle yine de bir Pokémon yakalamak şu an için mümkün görünmüyor. Bu gibi bir paralel dünyanın kullanılması çok popüler olan masa oyunlarından herhangi birini oynamayı andırıyor, ancak bu oyunda zarlar ve piyonlar yerine akıllı telefonlarımızı kullanıyoruz ve bu oyunda bir masa oyununun tahtası etrafında değil, gerçek dünyanın içinde dolaşıyoruz. Bu oyunu aynı zamanda kaçış odalarında çözülmeye çalışılan bulmacalar ile de karşılaştırabilirsiniz.
Bu oyunun toplumsal boyutunu göz ardı etmeksizin düşündüğümüzde, bu durum aynı zamanda Pokémon Go oyunun Aşil Topuğunu da oluşturuyor olabilir. Bir yandan Pokémonları bireysel olarak toplayabilirken, aynı zamanda da kendimizi diğer oyuncular karşısında ölçebilir ve onlarla savaş arenalarında karşılaşmalar düzenleyebiliriz. Ancak çok iyi bilinen MMO oyunlarının önceki örneklerine dönersek, zaman içinde şunu öngörebiliriz; işbirliği yapmak veya Pokémonları birbirleriyle takas etmek bakımından çok sınırlı olan seçenekler bu oyuna olan ilgiyi azaltabilir, tıpkı bir zamanlar Nintendo veya Niantic’in değerlerinde bir düşüş yaşanması gibi olabilir.
Bu bir çılgınlık mı, yoksa süper bir buluş mu?
Şu hususu da gözümüzden kaçırmamız gerekir, her ne kadar Pokémon Go hiç şüphesiz bir fenomen olsa da ve kullanıcı sayısı gün geçtikçe artmaya devam etse de (oyunun ilk çıkış anındaki tahminlere göre oyunun yalnızca ABD içindeki popülerliği en az 9,5 milyon kullanıcı seviyesindeydi), ekonomik açıdan bakıldığında çok da büyük bir başarı getirmemiş durumda (yatırımcıların ve hissedarların elde ettikleri kârlar bu hesaplamanın dışında bırakılmıştır). Her ne kadar oyunun kendisinin içinde gömülü olan bir mikro-ödeme sistemi olsa da, Niantic ve Nintendo’nun uzun vadede bundan nasıl para kazanmayı amaçladıkları konusu oldukça belirsiz görünüyor. İkinci olarak ve en önemli konu olarak da, oyun hakkında şimdiden yapılan yorumlara baktığımızda, oyun kullanıcılarına Pokémon koleksiyon fonksiyonunun dışında çok az bir fonksiyon sunuyor ve içinde sadece çok basit bir savaş sistemi bulunuyor (Pokémon serilerinin önceki oyunlarında, bu sistem çok az bir farkla da olsa insanı daha çok oyuna angaje ediyordu ve oyuncuları mücadele etmeleri için daha da çok zorluyordu). Yani, Pokémonları yakalamak artık eskisi kadar heyecanlı bir iş olmazsa ne olacak veya oyunu daha fazla oynamak daha çok zaman harcanmasına ve fedakârlık yapılmasına sebep olacak ise, o zaman ne olacak? Elbette ki, her zaman için oyunun kalabalık bir hayran kitlesi olmaya devam edecektir ve bu hayranlar ihtiyaç duydukları Pokémonları elde edebilmek için gerekenden çok daha fazlasını vermeye hazır olacaklardır, peki ya diğerleri, “normal” kullanıcılar ne olacak? Bunların bazıları hiç şüphesiz oyuna olan ilgilerini kaybedeceklerdir. Bu da aklımıza şu soruyu getiriyor, aktif kullanıcılar daha ne kadar bir süre için şu anki (veya daha yüksek) bir seviyede kalmaya devam edecekler ve bu yükseliş ne kadar kısa bir süre içinde düşüşe geçecek?
Oyun piyasasına ve özellikle de popüler olan MMO oyunlarına tekrar referans yaparsak, şunu çok iyi biliyoruz, o da yeni mücadeleler, özellikler veya Pokémonlar olmadığı müddetçe, oyuncular bu oyundan sıkılacaklardır ve oyunla olan bağları kopmaya başlayacaktır. Sanal karakterler üzerine bir yatırım türü olan ve oyuncuların kimlik bilgilerinin olduğu ve oyunu oynayabilmek için ödeme yaptıkları oyunlar olan MMO oyunlarında bu oyunların popülerlik süreleri birkaç yıl boyunca sürmüştür. Pokémon Go oyununda ise; ki bu oyun MMO oyunlarına kıyasla daha az karmaşıktır ve duygusal olarak insanları kendisine çekmektedir; bu oyuna olan ilginin çok daha hızlı bir şekilde azalması mümkündür. Elbette ki, eğer Nintendo/Niantic oyunun etrafında birbirleriyle iletişim halinde olan bir topluluk inşa etmeyi başarabilirlerse; tıpkı Riot Games’in League of Legends oyununda yaptığı gibi veya Activision/Blizzard gibi kendi evrenlerini filmler içinde hapsetmişlerdi veya diğer topluluklar ve diğer oyunlarda olduğu gibi bunu başarabilirlerse, o zaman bu oyun oldukça uzun bir süre daha son derece popüler bir oyun olarak kalmaya devam edecektir. Aksi takdirde, sadece son derece yüksek bir niş projesi olarak kalmaya devam edecektir veya bir süpernova gibi patlayacaktır.
Şu an için Pokémon Go oyunu yine de başarılı bir şekilde gitmektedir. Sonuç olarak, oyun ile ilişkili olarak bir dizi ticari fikirlerin de oyunla birlikte gelişmesi beklentisi içinde olabiliriz – Pokémonları bulabilmeniz için size yardımcı olacak ücretli Pokémon eğitimcilerinden, aplikasyonlara kadar – ve hatta Pokémon Go oyununu oynayanlar için sigorta yapılmasını bile bekleyebiliriz.